23 Temmuz 2012 Pazartesi
28 Haziran 2012 Perşembe
EZBERE YAŞAYAN İNSANLAR BENİ HEP RAHATSIZ EDERLER. UMURSAMADAN YAŞAMAK DEĞİL İFADE ETMEYE ÇALIŞTIĞIM. DİYORUM Kİ; İÇİNİZDE GELDİĞİ GİBİ YAŞAYIN HAYATI. OLUR OLMAZ DİYE DÜŞÜNMEDEN YAŞAYIN. SEVİCEKSENİZ DELİ GİBİ SEVİN, AĞLAYACAKSANIZ HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAYIN; GÖZYAŞLARINIZI HATTA ANIRMALARINIZI BİLE GİZLEMEYİN KİMSEDEN.
HAYAT ÖYLE GÜZEL VE GÜZEL OLDUĞU İÇİN ÖYLE KISA Kİ; BOKTAN OLMASI AN MESELESİ KENDİNİZİ YORARSANIZ.
BEN İNSANLARI DELİ GİBİ SEVİYORUM. YEDİĞİM KAZIKLAR HAYVAN GİBİ YAKIYOR CANIMI. AFFETMEM DİYORUM, ASLA! SONRA SAFLIĞA VURUYORUM, OLMAMIŞ GİBİ YAPIYORUM. EĞLENİCEĞİM İNSANLAR VAR HAYATIMDA, DERT YANACAĞIM, AĞLAYACAĞIM, KONUŞACAĞIM SADECE YA DA GEZİP TOZACAĞIM. ONLARI ARTIK İSTEYEREK KATEGORİZE EDİYORUM. VE GÜNÜME GÖRE ÇEKİP ALIYORUM RAFTAN OKUMALIK KİTAPLAR GİBİ. ÇÜNKÜ BENCE ÖYLE OLMALI. İNSANLARIN HEPSİ SENDEN BİR ŞEYLER TAŞIR AMA SANA VERECEĞİ DUYGULAR, ÖĞRETECEĞİ DERSLER ÇOK FARKLIDIR. OKUMAK LAZIM TEKER TEKER, AYIRMAK LAZIM DUYGULARI.
SEKS GİBİ; SADECE GÖZLERİNE BAKARAK SEVİŞECEĞİN KADINLAR VARDIR. O HİSSİ DUYMAK EN BÜYÜK HAZDIR. YA DA O GECE SEKS İSTEDİ DİYE CANIN SEKS YAPTIĞIN KADINLAR. İKİSİDE ZEVK VERİR SANA AMA HAZZI BAŞKADIR.
EN SEVDİĞİN YEMEĞİ 1 HAFTA 4 ÖĞÜN YE BAKALIM.
UNUTMAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR HAYATTA. SEN UNUTTUN SANSANDA ÇIKARLAR KARŞINA ZAMANI GELDİĞİNDE. KİMİSİ EN KARANLIĞA GÖMÜLÜR BEYNİN BİLE KABUL ETMEZ ONUN OLDUĞUNU, KİMİSİ ÇATLAKLARDAN SIZARAK SU YÜZÜNE ÇIKAR. AMA ELBET TEKRAR DAHİL OLURLAR HAYATINA.
UNUTMA HİÇ BİR ŞEYİ SADECE RAFA KALDIR. ACIT HATTA BAZEN CANINI, İNDİR HATALARINI RAFTAN. DAHA BOKTANLARINI YAPMAMAK İÇİN DERS ALIRSIN DİYE SALAK BİR İFADE KULLANMAYACAĞIM. DAHA BOKTANLARINI YAP HATTA. YOKSA NASIL ÖĞRENİRSİN HAYATI.
DÜŞÜNSENE O KADAR DUYGU VAR ŞU YAŞAMDA BİZ HEP AYNILARINI YAŞIYORUZ; AŞK, AYRILIK, ALDATILMA, DOĞUM VE ÖLÜM. TEKRAR TEKRAR, SAR BAŞA. DEĞER Mİ? AŞIK OLMA; AŞIK ET! AYRILMA; SÜRÜNDÜR! ALDAT! VE BAZILARINI YENİDEN DAHİL ET HAYATINA, BAZILARINI ÖLDÜR! TEK SEFERDE HEMDE...
19 Haziran 2012 Salı
Ne kadar basit o kadar güzel. En basit hayatı yaşamaksa;
Bu sabah güne annemin; ''Hadi kalk kadın senin odanı temizleyecek'' cümlesiyle merhaba dedim.
Mutfakta ayaküstü bir kahvaltının ardından yine annemin ''Yemeklik domates alır mısın'' cümlesiyle kendimi markette yumuşak şekerlerin olduğu reyonda buldum... Domatesleri alıp eve geldiğimde annem beni kapıyı yarım aralayarak karşıladı; bugün sana ev haram demekti bu.
Güneş tam tepedeyken kendimi eski mahalleme attım, teyzemin zilini çaldım fakat kapı duvar.
Eniştemlerin mahallesinden sessizce geçtim; uyanmasınlar diye... Ve lise zamanlaımda çok yaptığım, yalnız başına film günü için kendimi avm minibüsüne attım. Önce biletimi alır, sonra yemek yer ve filme girerim diye düşünürken bir anda filme girmekten vazgeçerek kendimi kitapçıda buldum.
Mungan'ı aradı gözlerim raflarda hemen. Aşkın Cep Defteri'ni görüp koltuğumun altına sıkıştırıverdim. O sırada inanılmaz çekiciliğiyle ''80'lerde Çocuk Olmak'' bana bakıyordu. Almadan edemedim. Kadir Aydemir'in hazırladığı kitapta 90 kadar yazar 80lerde geçen çocukluk anılarını yazmışlar. İlk anı kitabı hazırlayan Aydemir'in. Tek solukta bitirdim. Onu da sıkıştırdım güvenli kollarıma. Alanı biraz daha dolaşırken Stefano D'Anna 'ın ''Tanrılar Okulu'' gözüme ilişti. Zamanında okumayı istediğim ama kendimi hazır hissetmediğim bir dönemde vazgeçmiştim almaktan. İçeriğini zaten biliyordum hemen diğerlerinin yanına onu da ekledim. Aynı anda farklı kitapları okumak bence en güzeli. Kendimi sadece bir kitaba bağlamayı sevmiyorum ve nedense sevdiğim kitapları hiç bitmiycekmişim gibi okumak bana daha çok zevk veriyor. Çerez kitap istedim ve Emre Tuncer'in ''HAYAT Felsefesi''ni gördüm. Tam aradığım kitaptı. Şöyle bir içine bakınca, hemen benimsedim. Benimdi artık.
Müzik ve Film. Önce Müzik; Sibel Gürsoy benim hayatımda çok özel bir yere sahip. İlk albümünü eski sevgilim sayesinde tanıdım ve tam anlamıyla aşk'tı. Yol 'u görünce rafta hemen aldım. Dinlemek için heycanlandım fazlasıyla hatta. Dvd'lerin yeni çıkanlar ve en çok satanlarına baltıktan sonra benim için bir klasik olan karma bölümünden; Catherine Breillat filmi ; A Ma Soeur'i ve Stepken King'in; IT'ini aldım yine yüzümde salak bir mutluluğu temsil eden tebessümle. Kitapçılara girdiğimde 1 ay sonra hangi kitabın arasında kaybolacağı belli olmayan kitap ayraçlarından almadan edemem İstanbul desenli, oğlak derisinden bir ayraç ve yanında 6'lı bardak altlığı alarak tam kasaya doğru bedenimi çevirmişken, ruhum; Penguen ve Uykusuz' uzandı.
Avm'de bir kaç mağaza baktıktan sonra; bir şeyler yemekten vazgeçip İKEA'ya geçtim. 1 saate yakın zaman harcadıktan sonra hiç bir şey almadan çıktım ve yine güneşin vurup, oto sanayi kokusuyla, yanmış deri kumaş kokan minibüse binerek evimin yolunu tuttum. Semt pazarının biraz aşağısında indim. Pazarın girişinde tanesi 2 liradan 2 saksı fesleğen aldım bir küçükten. Ve pazarın içini direk geçerek, çıkışında meyve satan dede ve 2 torunundan 5 liralık kiraz alarak kapıyı çaldım. Annem açtı kapıyı, ''Evime girebilir miyim dedim'' güldü sadece bu sefer kapıyı ardına kadar açarak.
Elektrik süpürgesi, deterjan kokuları ve yanımda kitap, dvd ve fesleğenlerim eşliğinde yazdığım bu yazıyı sonlandırırken; İçim dingin, ruhum duygusal ve bedenim uyku istiyor.
Çoçuk olmak hep güzeldir ve istersen hep çocuk kalabilirsin.
Çiçekleri sev, hayvanları okşa.
Kendine zaman ayır ve kendin için ''bazen'' gereksiz hacamaktan korkma.
Gülmeyi unutma.
Sessizliği dinle.
Seslerin içinde kaybolmayı keşfet.
3 Haziran 2012 Pazar
Adam's Apples
Yönetmen: Anders Thomas Jensen
Oyuncular: Ulrich Thomsen,
Mads Mikkelsen, Nicolas Bro
Oyuncular: Ulrich Thomsen,
Mads Mikkelsen, Nicolas Bro
Adam ve Ivan arasında Tanrı Şeytan ilişkisine benzer bir durum yaşanır.
Elma ağacı önce kargalar tarafından zayi edilir,
Sonra elmalar kurtlanır,
Daha sonra yıldırım düşer ve yanar.
Ancak Tanrı şeytanın ve insanın yaratıcısıdır ve şeytan; insan isterse kazanır ya da kaybeder.
28 Mayıs 2012 Pazartesi
26 Mayıs 2012 Cumartesi
1 Mayıs 2012 Salı
DÜNYA PARKINDA OYNAYAN İKİ ÇOCUĞUZ BİZ,
ÇİNGENE MAHALLESİNDE KAYBOLABİLEN, GÖRÜNMEZ İKİ SEFİL ÇOCUK...
KALDIRIMLARIN SİVRİ TARAFLARI KANATIRKEN DİZLERİMİZİ,
AKAN KANA TUTSAĞIZ...
KIRMIZI SAÇLI NEVBAHAR ABLANIN EN SEVDİĞİ İKİLİYİZ.
AĞLAMAYA KORKMAYIZ,
SUSMAKTAN KORKTUĞUMUZ KADAR...
SEVDALARIMIZ ÇOMAK SOKULMUŞ HAYATLARDAN İBARET...
-HAKANA SALTANATTA ORTAKLIK EDEN EŞİYİM BEN!
-OBENİM BEN DE.
BİZ PİS İKİ ÇOCUĞUZ.
O KADAR PİSİZ Kİ; ELLERİMİZ DUT KARASI,
GÖZLERİMİZ EKŞİ ERİK.
SAKLAMBAÇ OYNADIK HEP.
SAKLANDIK ONLARDAN.
SAKLANAMADIK MI YOKSA?
ASLINDA EN ÇIPLAK BİZ MİYDİK?
KİME NEYİ ANLATMAYA ÇALIŞTIK BİZ.
ONLAR BİZİ HEP SEVER GİBİ YAPTI,
BİZ HEP SEVDİK.
UYANDIK ŞİMDİ;
BÜYÜDÜK.
ÖYLE BÜYÜDÜK Kİ;
UYUMUYORUZ ARTIK;
AKVARYUMDA Kİ KIZIL BALIKLA SARI BALIK OLDUK.
ŞİMDİ BOĞULMAYI BEKLİYORUZ;
NEVBAHAR ABLANIN, TREN İSTASYONUNA BAKAN PENCERE CAMININ FİSKOS MASASININ ÜZERİNDE...
-ELİNE SAĞLIK TATLIM.
-ELİM KOPSUN.
ÇİNGENE MAHALLESİNDE KAYBOLABİLEN, GÖRÜNMEZ İKİ SEFİL ÇOCUK...
KALDIRIMLARIN SİVRİ TARAFLARI KANATIRKEN DİZLERİMİZİ,
AKAN KANA TUTSAĞIZ...
KIRMIZI SAÇLI NEVBAHAR ABLANIN EN SEVDİĞİ İKİLİYİZ.
AĞLAMAYA KORKMAYIZ,
SUSMAKTAN KORKTUĞUMUZ KADAR...
SEVDALARIMIZ ÇOMAK SOKULMUŞ HAYATLARDAN İBARET...
-HAKANA SALTANATTA ORTAKLIK EDEN EŞİYİM BEN!
-OBENİM BEN DE.
BİZ PİS İKİ ÇOCUĞUZ.
O KADAR PİSİZ Kİ; ELLERİMİZ DUT KARASI,
GÖZLERİMİZ EKŞİ ERİK.
SAKLAMBAÇ OYNADIK HEP.
SAKLANDIK ONLARDAN.
SAKLANAMADIK MI YOKSA?
ASLINDA EN ÇIPLAK BİZ MİYDİK?
KİME NEYİ ANLATMAYA ÇALIŞTIK BİZ.
ONLAR BİZİ HEP SEVER GİBİ YAPTI,
BİZ HEP SEVDİK.
UYANDIK ŞİMDİ;
BÜYÜDÜK.
ÖYLE BÜYÜDÜK Kİ;
UYUMUYORUZ ARTIK;
AKVARYUMDA Kİ KIZIL BALIKLA SARI BALIK OLDUK.
ŞİMDİ BOĞULMAYI BEKLİYORUZ;
NEVBAHAR ABLANIN, TREN İSTASYONUNA BAKAN PENCERE CAMININ FİSKOS MASASININ ÜZERİNDE...
-ELİNE SAĞLIK TATLIM.
-ELİM KOPSUN.
26 Nisan 2012 Perşembe
PARLAK YILDIZLARIN ÇAMURA DÜŞÜP, AĞLADIKLARI BİR MEMLEKETTE HIRSIZIM BEN.
SEVDALARI ÇALIYORUM YÜREKLERDEN, AŞKI ÇALIYORUM TUTKULARDAN, KELİMELERİ ÇALIYORUM ŞARKILARDAN...
BİLİNMEYEN NUMARALAR BENİM ADIMA KAYITLI.
AYNALARIN KARANLIK VE PİS TARAFINDA BEN VARIM.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİM VE BAZEN DE KÜFÜRÜN ALLAHIYIM.
ÖZGÜRLÜĞÜN TUTSAK HALİNİ ÇEKTİM KOPARDIM.
RENKLERİ SEVMİYORUM ARTIK.
AĞLAMAK DOYURUYOR KARNIMI.
ÖLECEĞİNİ BİLEREK YAŞAMAK KADAR BAŞKA NE KOYAR ADAMA...
UMAY UMAY ÇALIYOR; DÜŞMEDİM DAHA DİYOR.
BEN DÜŞTÜM; ÇOK DÜŞTÜM.
EN DERİNE DÜŞTÜM.
KİMSE ÇIKARSIN İSTEMİYORUM.
NE SON NEFESİMDE ŞAHADET GETİREBİLECEĞİM.
NE SON DİLEĞİMİ SORAN BİRİSİ OLACAK.
BİTİP, YİTİP GİDİCEM.
OLACAK BİTECEK.
SONRA MARTI OLUP UÇUCAM GALATA'NIN EN TEPESİNDE.
SIÇICAM HEP O OTURDUĞUM KUYTU KALDIRIMLARA VE AŞIKLARA...
25 Nisan 2012 Çarşamba
Fettah Can / Mandalinalar
Sevenler bilirler...
Ayrılmak zorunda kaldığında elbet alışırsan yokluğuna; içinde hasreti kalsada...
Yaz gelince içine tekrar kaplar o his... Aşk sarar dört bir yanını.
Ne güzel kokar papatyalar, mandalinalar...Aşk zamanıdır, aşk kapındadır şimdi...
Yeniden ve yenilenerek yaza aşık olur, hasretini 3 aylık ertelersin...
Başarabilirsen ne ala ama gitmez o içinden.
Ayrı memleketlerde bile olsan aynı yastığa baş koyduğunun kokusunu özlersin.
Beklersin.
Seversin.
Ağlarsın.
Alışırsın.
Tebessüm edersin.
Hep hatırlar, hep ağlar ve hep tebessüm edersin...
11 Nisan 2012 Çarşamba
KIRMIZI | İSTANBUL DT
2 perde | 2 saat
Yazan : JOHN LOGAN | Çeviren : ERAY ESEROL | Yöneten : İSKENDER ALTIN
OYUNCULAR
NİHAT İLERİ
TURAN GÜNAY
- Sana birşey sorabilir miyim?
- Sormanı engelleyebilir miyim?
- Gerçekten de siyahtan korkuyor musun?
- Hayır, ben ışığın yok olmasından korkuyorum.
- Yani körlük gibi mi?
- Hayır ölmek gibi.
2 perde | 2 saat
Yazan : JOHN LOGAN | Çeviren : ERAY ESEROL | Yöneten : İSKENDER ALTIN
OYUNCULAR
NİHAT İLERİ
TURAN GÜNAY
- Sana birşey sorabilir miyim?
- Sormanı engelleyebilir miyim?
- Gerçekten de siyahtan korkuyor musun?
- Hayır, ben ışığın yok olmasından korkuyorum.
- Yani körlük gibi mi?
- Hayır ölmek gibi.
DT İstanbul Küçük Sahnesi'nde izledim bu gece seni.
Ayakta alkıladım.
Yalnızca üçte biri dolu olan salonda.
Siyah-Kırmızı-Beyaz.
Siyah mı ölüm yoksa beyaz mı?
Ne mi görüyorum?
Kırmızı!
Yönetmen: Gustavo Taretto
Oyuncular: Javier Drolas,
Pilar López de Ayala, Inés Efron
Martin ve Marina
Ayakkabı kutusu odalarından; balyozla kırılarak açılan yasak pencerelerinden aşık oldular onlar.
Aşka inandılar ve birbirlerini buldular. Aşk onları buldu.
Öyle olması gerekiyordu.
Kimi ve neyi aradığını bilerek aramak bile zorken; kimi ve neyi aradığını bilmeden onu bulmaktır aşk.
5 Nisan 2012 Perşembe
BİR YOLA ÇIKTIĞIMDA YANIMDA KİMSENİN OLMAMASI İLK ŞARTIM OLDU DAİMA... AŞIK OLDUĞUMDA, İŞ KURDUĞUMDA, İÇERKEN...
YALNIZLIĞIN SESSİZ HALİNDEN KEYİF ALDIM BEN, HASTALIKLI RUHUMU AVUTTUM HEP. KEYİF ALDIM İÇERKEN YALNIZ BAŞIMA. YOKTU ASLINDA MASANIN ETRAFINDAKİLER. MELANKOLİ YAĞMURLARI YAĞDI BAŞIMDA ARA ARA, LAKİN EN SEVDİĞİM HATA GÜVENMEK OLDU İNSANLARA.
BEKLENTİSİZ SEVİYORUM, AMAÇSIZ ÇALIŞIYORUM, TUTARSIZ YAŞIYORUM VE EN ÖNEMLİSİ ÇIKARSIZ GÜVENİYORUM VE İŞTE TAMDA BU SEBEBLE HİÇ KAYBEDEN OLMUYORUM. KAZANAN YOKSA EĞER; KAYBEDEN NEDEN OLSUN Kİ?...
YALNIZLIĞIN SESSİZ HALİNDEN KEYİF ALDIM BEN, HASTALIKLI RUHUMU AVUTTUM HEP. KEYİF ALDIM İÇERKEN YALNIZ BAŞIMA. YOKTU ASLINDA MASANIN ETRAFINDAKİLER. MELANKOLİ YAĞMURLARI YAĞDI BAŞIMDA ARA ARA, LAKİN EN SEVDİĞİM HATA GÜVENMEK OLDU İNSANLARA.
BEKLENTİSİZ SEVİYORUM, AMAÇSIZ ÇALIŞIYORUM, TUTARSIZ YAŞIYORUM VE EN ÖNEMLİSİ ÇIKARSIZ GÜVENİYORUM VE İŞTE TAMDA BU SEBEBLE HİÇ KAYBEDEN OLMUYORUM. KAZANAN YOKSA EĞER; KAYBEDEN NEDEN OLSUN Kİ?...
"When I grip the wheel too tight, I find I lose control." -- Steve Rapson
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)